İnsanoğlunun iletişim ihtiyacı hiç bitmedi kendisi için en uygun en iyi iletişim aracını bulmak için çalıştı.En uzun süre kullandığı ve en çok sevip bağlandığı iletişim aracı mektup oldu.Zamanın şartlarına göre ya koşarak ya güvercin ayağında yada at üstünde mektubu itina ile taşıdılar,mektubu taşıyanlar o toplumda sayıldılar sevildiler onlara kimi zaman tatar ,ulak, çapar dedik kimi zaman da postacı dedik.Mektuptan başka örgütlü hiçbir iletişim aracımız olmadı,her türlü zorluğa rağmen mektup adresine hep ulaştı gönderilen her mektup sevgi taşıdı umut götürdü hasret giderdi zaman zamanda acı ıstırap hüzün dağıttı.
Eskiden yollarına gül dökülüp beklenen sevinçli ve mutlu haber almak için etrafını çevreledikleri postacılar şimdi sadece nostaljide kalan bir şarkının namelerinde eski özlenen sevgiliden askerden uzaklardan gelecek haberleri almak için yollarını dört gözle bekle dikleri postacılar mazide kaldı şimdi postacıları gördükleri zaman suratları asılan insanlar postacıları borç taşıyan kötü haber getiren bire öcü olarak görmektedirler oysa onlar işlerini yapmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar.
Telgrafın tellerine kuşlar mı konar şarkısında ki o tellerin yerinde yeller esiyor mors alfabesi telgrafın gönderiliş şekilleri anneler gününde postanelerin kalabalık halleri sadece o şarkının nameleri gibi nostalji de kaldı şimdi sadece e-posta teknolojinin nimetlerine yenik düştü.
Mektup göndermenin almanın erdemli bir iş olduğu hatta sevap sayıldığı mektup almanın onur kabul edildiği toplumdan bugün neredeyse eser kalmadı,daha dün mektup gecikti diye ağlayanlar postacı yolu gözleyenler en son ne zaman mektup yazdınız sorusuna bilmem diyerek gençler ve çocuklar ise bu soruya bizimkiler eskiden yazarlarmış cevabını veriyorlar.Teknolojinin hızla gelişmesi karşısında mektuplar nasibini aldı önce telgraf telefon daha sonra mesajlar İnternet mektubun yerini aldı .
Şimdi mektup yazmak insanlara zor geliyor oysa mektup yazmanın bir sanat bir kültür olduğunun farkında bile değiller asker mektuplarının bizim kültürümüzde ayrı bir yeri vardır satırlarıma başlamadan evvel ,cümlesi ile başlayan mektuplar resmi mektuplar özel mektuplar ve iş mektuplarının aynı zamanda sıkıntılarını sorunlarını sevinçlerinin kederlerini sözle anlatamayanların yazı dili ile konuşma sanatı idi.
Mektup insanlar arasındaki samimiyetin bir ifadesidir mektup insanlar arasında bir iletişimdir. Mektup özel bir şeyleri paylaşmak ve mahremiyettir mektup sesiniz duyamadığımız hasretle yollarını gözlediğimiz sevdiklerimizi bize yaklaştıran bir araçtır şimdi mektup sadece hakaretlerin tebligatların yapıldığı bir araç haline geldi.
Mektuplar yazanlar azaldı sonra pulculuk azalmaya başladı pul koleksiyonculuğu yapanlar şimdi nostaljide kaldı sevdiklerine sayfalar dolusu mektup yazanlar şimdi işin kolayına kaçarak kısa msn veya e-postalarla cevap veriyorlar mektup yazmayanlar konuşmayı da unuttular konuşmayı unutanlar kelime hazinelerini daralttılar bilmediğimiz yabancı ve kısaltılmış cümlelerin ortasında özümüzden uzaklaştık bizi biz yapan değerlerimize yabancılaştık.
Gönderdikleri mektuplarla adlarına maniler şarkılar yazılan er mektupları birer nostalji oluverdiler.yürümekle yorulmayan çalışmaktan bıkmayan girmedik sokak ayak basmadık cadde bırakmayan postacılar dert dolu sevgi dolu hüzün dolu hasret dolu mektuplar yerine hesap ekstreleri borç faturaları icra tebligatları götürünce daha önce yolları nı gözleyenler tarafından bu sefer yolları beklenmez oldu hatta kapılarına gelmemeleri için dua edilmeye başlandı mektubun kutsallığı yerini insanların nefretine hatta postacılara saldırmaya onlara hakarete varıncaya kadar her türlü şiddeti içermeye başladı daha önceleri hasret umut ve sevgi mektupları dağıtan postacılar şimdi sadece istenmeyen adam oldular.
PTT' nin 178 yılın kutladığımız bu günlerde postacılar yıpranmışlıklarına rağmen vatandaş tarafından horlanmasına rağmen o kadar yetersiz adres ve eksik kadroya rağmen görevinin bilincinde ve işini en iyi yapmak için mücadele vermektedir onlar sadece İdareciler ve Vatandaştan biraz saygı biraz sevgi biraz insaf biraz hoşgörü azıcık adalet bekliyor siz ce çok şey mi istiyorlar.
GÜNÜN SÖZÜ : BİLİRKEN SUSMAK, BİLMİYORKEN SÖYLEMEK KADAR KÖTÜDÜR…………Platon..
SIRRI ZAHİR ARSLAN
TÜRK HABER-SEN GENEL BAŞKAN YARDIMCISI